9 Nisan 2009 Perşembe

Sessizliğim benimle!

Artık
Ne kelamın anlamı,
Ve nede meramın açılan sayfaları rahatlatıyordu.

İç sızım,
Ötelerden sudur ediyordu,
Hüzün her vakit yanı başımda ruhumu dinliyordu.

Kalbimin ritmine,
Dilimin düğümüne aldırmıyordum işte,
Halimde nefesime iştirak eden keman nağmesiyle!

Açılıyordum öylesine,
Sessizliğimin tüm serzenişleriyle,
Kopan yaprağın hicranı ve denizin hırçın çığlığıyla!

Hasrete uzanan,
Sinede uhde olarak kalan sancılar,
Dur durak bilmeyen acılar, neme lazımcı duyarsızlar!

Ah kalbim,
Ne kadar hıçkırsan da biliyorum ki,
Seni bir duyan, ruhi itminanlığa uzanan kim olacaktır!

Yutkun öylesine,
Dramın her halinde ki sesiyle,
Hicranın kalesinde ki enginliğe ve hüznün nefesleriyle!

Bazen soruyorum,
Her ne hikmetse kendi kendime,
Mahzun nefesler, çileli çareler, sabırla demlenmek niye!

Yaşamak,
Umut adına fevkalade değerse,
O vakit söyle fakirliğim niye, çaresizliğim kimin kadrinde!

Zerreyi düşünmek,
Nefesin hükmünce tefekküre yönelmek,
Hevesleri dürmek, zevkten emin olarak sabretmeyi bilmek!

Aşkı bilmeden,
Ona vakıf olmaya yönelmeden,
İdrak içinde nefeslenmeden sevda için gözyaşları dökmeden!

Uykunun nefesiyle,
Hissiyatın renklerinde anlamlaşan izle,
Kalbin feveran edişiyle ve her zaman ki sessizliğim benimle!



Mustafa CİLASUN

Hiç yorum yok: